Diş hekimliğinin bir uzmanlık dalı olan ortodonti, diş, çene ve yüz düzensizlikleri ile ilgilenir. Bu düzensizliklerin teşhis ve tedavisinde uzmanlaşmış diş hekimine ortodontist denir. Ortodontist olmak için önce beş sene süren diş hekimliği fakültesini bitirmek sonra da dört yıl veya daha uzun süren bir uzmanlık/doktora programını tamamlamak gerekir. Bu eğitim sırasında ortodontist, diş, çene ve yüz hareketlerini yönlendirip kontrol etmek için gerekli bilgiler öğrenir ve bu alanda çeşitli bilimsel çalışmalarda bulunur. Sadece uzmanlık/doktora eğitimini başarı ile tamamlamış olan diş hekimleri, ortodontist unvanını kullanabilirler.
Halk arasında 'tel tedavisi' olarak da bilinen ortodonti, Latince'de düz anlamına gelen 'ortos' ve diş anlamına gelen 'dontos' kelimelerinden köken alır.
Gelişen teknoloji ve insanların ortodontik tedavilerden beklentilerine daha konforlu ve estetik cevap vermek adına kullanıma sunulan şeffaf plaklarla ortodontik tedaviler (invisalign) son yıllarda telle yapılan ortodontik tedavilere iyi bir alternatif olarak yer almaktadır.
Çocuklarda 6-7 yaşlar süt dişlerin dökülüp kalıcı dişlerin sürmeye başladığı dönemdir. Bu yaşta yapılacak ortodontik muayene ile hem dişlerde oluşabilecek kapanış sorunları, hem de çenelerin iskeletsel bozuklukları teşhis edilebilir. Ortodontik sorunlar, bademcik, geniz eti, ağız solunumu ya da atipik (bebeklik) yutkunması sonucunda da ortaya çıkabilir. Çocuk ortodontisindeki temel amaç, ortodontik soruna yol açan etkeni ortadan kaldırmaktır. Bazen çok kolaylıkla uygulanan basit önlemler sayesinde, hiç tel ya da damaklık takmadan da ortodontik bozukluklar durdurulabilir. Çocuklarda uygun önlemler alınıp neden ortadan kaldırılırsa, ortodontik ve ortopedik sorunlar belli seviyede düzelme gösterebilirler
Bu nedenle ilk ortodontik muayenelerin bu süre zarfında yapılması gerekir. Muayeneler genellikle "koruyucu ve önleyici tedavi" amacını taşır. Yani çocukta oluşabilecek bozuklukların ve çürümeye meyilli olan dişlerin tespiti yapılmaktadır. Çünkü erken teşhis edilen vakalar elbette daha kısa ve etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Yapılan muayenenin ardından eğer gerekli görülürse ortodontik tedaviye başlanabilir. Çocuğun ağzında süt dişler dökülmeden de ortodontik tedavi yapılabilir. 6 ayda bir yapılan kontrollerle çocuğunuzun dişlerinde ve çene yapısında herhangi bir bozukluğun olup olmadığı belirlenebilir.
Çocukluk döneminde teşhis edilemeyen geç kalınmış vakalarda veya 20'lik dişlerin çıkmasıyla dişlerde çapraşıklık adını verdiğimiz bozukluklar meydana gelebilir. Bu tarz problemler yeme bozukluğundan, çiğneme zorluğuna kadar birçok soruna yol açabilir. Bu durumlarda gerek estetik olmayan görünümü düzeltmek gerekse fonksiyon ve fonasyon açısından daha kabul edilebilir bir çene kapanışı elde etmek amacıyla birtakım ortodontik müdahaleler yapılması gerekir.
Bunlara ek olarak bozukluğun sadece dişlerle sınırlı kalmayıp çenelerin kafa tabanına göre yahut birbirleri arasında iskeletsel anlamda da uyumsuzlukları görülebilmektedir. Çocukluk ya da ergenlik döneminde müdahale edilmeyen böyle durumlarda maalesef ki ortodonti tek başına yeterli olamayacağından çeşitli cerrahi müdahalelere de gerek duyulabilir.
Ortodontik tedavi sırasında dişler içinde bulundukları çenelerin kemiği içinde hareket ettirilirler. Dişleri kemik dışına ittirmek ise dişeti problemlerine ve diş sağlığının kötü etkilenmesine sebep olmaktadır. Büyüme gelişim çağındaki bireylerde çene ortopedisi ile dişleri ve kemik yapıları belli sınırlar içinde doğru konumlarına almak mümkün iken, erişkin hastalarda dişlerin alt yapısını oluşturan kemik yapıdan kaynaklanan sorunların tedavisi yalnızca ortodontik tedavi ile yapılamamaktadır. Yani, yetişkin bir bireyde üst ve alt çene kemiklerinin birbirlerine veya kafatasının diğer yapılarına göre uyum, büyüklük ve simetri problemleri varsa, bu problemleri sadece ortodontik diş hareketleri ile çözmek mümkün değildir. Bu tip sorunların tedavisi, hatalı konumda olan kemiklere cerrahi müdahale ile yapılır. Ortodonti ve çene cerrahisinin beraber uygulandığı bu tip tedavilere ortognatik cerrahi tedavisi adı verilir.
Ortognatik cerrahi tedavisindeki prensip, önce ortodontik tedavi ile (tel takarak), dişlerin çeneye uygun biçimde sığdırılması ardından yapılacak ameliyatla çenelerin kafatasına ve birbirlerine göre uygun konuma getirilmeleridir. Bu amaçla önce ayrıntılı bir teşhis ve tedavi planlaması yapılır. Bu planlamayı ortodonti uzmanı gerektiğinde ameliyatı yapacak olan cerraha danışarak yapar. Böylece yapılacak olan ortodontik tedavinin ana hatları ortaya çıkar. Yaklaşık olarak 12-18 ay kadar süren tel tedavisinden sonra ameliyat yapılır. Ameliyat sonrası minimum 6 ay daha tel tedavisi gören hastalarda ideal bir çene kapanışı estetik bir gülümseme elde edildikten sonra tel tedavisi sonlandırılarak pekiştirme tedavisine geçilir.
Gelişen teknoloji ve insanların ortodontik tedavilerden beklentilerine daha konforlu ve estetik cevap vermek adına kullanıma sunulan şeffaf plaklarla ortodontik tedaviler (invisalign) son yıllarda telle yapılan ortodontik tedavilere iyi bir alternatif olarak ortodontistlerin tedavi planlamalarında yer almaktadır.
Diş telleri aralarına yiyecek kaçmasıyla yahut tellerin ağız içi yumuşak dokulara batmasıyla hastaya rahatsızlık verebilmekte ve genel itibariyle metal oldukları için ağızda istenmeyen bir görüntü oluşturabilmektedir. Invisalign tedavisi ile sosyal kaygılarınızı bir kenara bırakarak tedavi olduğunuz dışarıdan anlaşılmadan da çapraşık dişlerinizde düzelme elde edebilirsiniz. Plaklar istenildiği zaman çıkartılabildiği için önemli toplantılarınızda ya da nişan, düğün veya mezuniyet gibi özel günlerinizde plaklarınızı çıkartarak tedaviye kısa süreyle ara verebilirsiniz.
Invisalign tedavisi hastaların dişlerinin üzerine takıp çıkartabildiği plastik şeffaf plaklar ile yapılmaktadır. Şeffaf plak tedavisi de aynı tellerde olduğu gibi dişleri kemik içinde hareket ettirme prensibine dayanmaktadır. Bu nedenle diş hekimliği eğitiminden sonra ortodonti uzmanlık eğitimi almış ortodonti uzmanı tarafından yapılmalıdır.
Hastanın dişlerinin üç boyutlu taramalarından elde edilen ve birebir hastaya özel olarak hazırlanan plaklar, dişlerin üzerine kuvvet uygulayarak dişlerin kemik içinde hareket etmesini sağlar.
Ağız içi taramanız yapıldıktan hemen sonra tedavi sonucunuzu sanal ortamda animasyon olarak görebildiğiniz gibi diğer kayıtlarınız ile birlikte sisteme aktarıldıktan birkaç gün sonra gelen tedavi planlamanız ile gerçeğe en yakın tedavi sonucu simülasyonunuzu da görebilir ortodontistiniz ile beraber sonuç hakkında değerlendirmeler yapıp değişiklikler isteyebilirsiniz.
Invisalign şeffaf plakları ile gençlerde ve yetişkinlerde her türlü alt-üst diş çapraşıklıklarının ve açık kapanış ile derin kapanış bozukluklarının tedavileri gerçekleştirilebilmektedir. Erişkinlerde protez öncesi diş konumlandırmalarda da şeffaf plak sistemlerine başvurulmaktadır. Günümüzde yapılan geliştirme çalışmaları ile cerrahi vakalarda dahi ameliyat öncesi ve sonrası tedavilerde de Invisalign uygulanabilmektedir.
Invisalign sisteminde metal braketlerin yerini ataşman dediğimiz küçük kompozit eklentiler ve tellerin yerini de plaklar almaktadır. Hastadan alınan fotoğraf, film ve ağız içi tarama kayıtlarından sonra ClinCheck programıyla üç boyutlu planlama ortodonti uzmanınca gerçekleştirilir. Sonrasında şeffaf plakların tüm tedavi safhalarına uygun olarak üretimi tamamlanır. Şeffaf plakların ortalama 7-10 günde bir değiştirilmesiyle birlikte dişlerde değişimler başlar. Bu plakların başarılı olabilmesi için günde 20-22 saat yemekler ve diş fırçalamak dışında dişlerin üzerinde takılması gerekmektedir. Invisalign sisteminde kontroller aylık ya da iki aylık süreçlerde yapılmaktadır. Tel tedavisine göre kontrollere gelme sıklığı daha az olmasıyla da şehir dışından gelen hastaların yahut yoğun çalışma temposundan kontrollerine her ay gelemeyen hastalar için ideal bir tedavi şeklidir.
Dişler üzerine yapışan braketler ve bu braketlerin üzerine takılan ortodontik teller ile yapılan tedavilerdir. Bu tedaviler süresince braketler ağızdan çıkmaz. 4-6 hafta aralıklarla doktorunuz tarafından kontrolleri yapılır. Diş renginde seramik ya da metal olmak üzere hastanın tercihine yahut ihtiyacına göre çeşitleri vardır. Bunların dışında dişin tel üzerindeki hareketi sırasında meydana gelen sürtünmeyi azaltarak daha hızlı bir ortodontik tedavi sunan self ligating braketler de ortodontistlerin ihtiyaçları veya alışkanlıkları doğrultusunda tercih ettikleri bir başka braket çeşididir. Self ligating braketler de kendi içinde estetik ya da metal olacak şekilde 2 çeşittir.
Braketler dışında ortodontistin gerektiğinde tedavi planlamasına dahil ettiği başka sabit aygıtlar da vardır. Bu aygıtlar hasta tarafından takılıp çıkartılamazlar. Ortodontist tedavi gereksinimine göre uygun gördüğü süre zarfında bu aygıtları hasta ağzına uygular ve görevleri tamamlanınca kendisi çıkartarak tedaviye devam eder.
Ortodontik tedaviler temelde hareketli ve sabit aygıtlar ile anormal konumda pozisyon almış çene ve dişleri normal konumlarına getirip ideal bir kapanış, estetik bir gülümseme elde etme amacı güder. Sabit aygıtlar dişler üzerine ya da üst çeneden alt çeneye sabitlenerek hastanın takıp çıkarması mümkün olmayan sadece ortodontistin özel aletler kullanarak takıp çıkartabildiği aygıtlarken, hareketli aygıtlar hastalar tarafından da kolaylıkla takılıp çıkartılabilen sabit aygıtlara nazaran daha basit hareketleri yöneten aygıtlardır.
Hareketli ortodontik aygıtlar daha çok karışık dişlenme döneminde dar olan alt ve üst çene genişletilmesinde, çapraz kapanıştaki dişlerin normal kapanışa getirilmesinde kullanılmakla birlikte ergenlik döneminde de hastanın büyüme gelişimi yönlendirilerek fonksiyonel çene ortopedisinde kullanılırlar. Fonksiyonel çene ortopedisi ile alt ve üst çenelerin birbirlerine ya da kafa kaidesine göre yanlış konumda olmalarından kaynaklanan anomaliler tedavi edilir.
Ortodontist ilk muayenede ağız içi, ağız dışı ve çeşitli radyolojik değerlendirmeler ile hastanın şikayetine göre hangi hareketli aygıtla tedavi edilmesi gerektiğine karar verir. Her aygıt her hastaya özel olarak tasarlanır ve üretilir. Ortodontist aygıtın günlük ne kadar ve nasıl takılması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde hastasına anlattıktan sonra tedavi süreci başlar. Tedavi, ancak aygıt anlatıldığı şekilde ve sürede takıldığında başarılı olur.
Her ne kadar ortodonti bilimi daha çok hastaların estetik gereksinimlerinden dolayı tercih ediliyor gibi görünse de aslında estetik gereksinimle birlikte biz hastalarımızı fonksiyon (doğru çiğneme) ve fonasyon (sesleri doğru çıkartabilme) açısından da değerlendirip hiç şikâyet bildirilmese de bu yöndeki problemleri de tedavi ederiz. Çünkü kalıcı ve doğru bir ortodontik tedavi ancak bu üç başlığın birlikte tedavi edilmesi ile mümkündür.
Örneğin üst çenesi dar ve ön açık kapanışı olan bir hastamız bize sadece ön dişlerim fırlak şikâyeti ile başvurabilir. Ancak bu hastamızın üst çene darlığından dolayı besinleri düzgün öğütemediğini, sindirim problemleri yaşadığını ya da yaşayabileceğini aynı zamanda ön açık kapanışından dolayı sesleri düzgün çıkartıp çıkartamadığını da değerlendirip ortodontik tedavi planlamamızı ona göre yaparız.
Bu doğrultuda aşağıda yazılan problemlerden herhangi birinin sizde de mevcut olduğunu düşünüyorsanız bir ortodontist tarafından muayene olmanızı öneririz.
Ortodontik tedaviler bilindiği üzere diğer diş tedavilerine göre daha uzun sürmektedir. Bunun başlıca nedeni diş hareket mekanizmasıdır. Bir dişin mevcut yerinden başka bir yere hareket ettirilmesine ortodontik diş hareketi diyoruz. Ortodontik diş hareketi ile pratikte mümkün olmasa bile teorikte herhangi bir çenede sağ en gerideki bir diş sol taraftaki en gerideki kısma kadar hareket ettirilebilir. Bu hareket ancak uygun yön ve şiddetteki bir kuvvetle mümkün olur. Bu kuvvete ortodontik kuvvet denir. Ortodontik kuvvet ise ancak optimum şiddette olursa etkili olur. Optimum kuvveti ise bir dişi hareket ettiren en ideal şiddetteki kuvvet olarak açıklayabiliriz.
Bir ortodontik diş hareketinde dişin hareket ettiği yöndeki çene kemiğinde kemik yıkımı, tersi yönünde ise kemik yapımı olur. Bu yapım yıkım mekanizması ise ancak optimum ortodontik kuvvet uygulandığında gerçekleşir. Optimum kuvvetin üzerinde yahut altında bir kuvvet uygulandığında herhangi bir ortodontik diş hareketi gözlenmez. Optimum kuvvet ile de ayda ancak ortalama 1mm civarı hareket elde edilebilir.
Gelelim en merak edilen sorunun cevabına. Ortodontik tedaviniz ne kadar sürecek?
Ortodontik tedavinizin süresi sadece ortodontistinizin uygulamalarına göre değil size diğer seansa kadar takmanızı istediği elastikleri takıp takmamanıza, ağız bakımınıza, tedavi başında bahsedilen dikkat edilmesi gerekenlere dikkat edip etmemenize göre değişiklik gösterebilir.
Ayrıca her hastanın tedavi planlaması kişiye özel olmakla birlikte benzer tedavilere vücudumuzun verdiği tepkiler de kişiden kişiye farklılıklar göstermektedir.
Dolayısıyla ortodontik diş hareketi yani ortodontik tedaviler sabır ve zaman gerektirir.
Her hastamıza tedavi başında söylediğimiz gibi ortodontik tedavi bir ekip işidir ve bu ekibin en temel elemanlarından birisi tedavisini üslendiğimiz değerli hastamızdır.
Randevularınıza düzenli gelir, üzerinize düşen görevleri de harfiyen yerine getirdiğiniz taktirde tedavinizin mümkün olan en kısa sürede ve en güzel şekilde tamamlanacağına emin olabilirsiniz.
Sanılanın aksine dişlerimizden teller çıkarıldıktan sonra maalesef ki ortodontik tedavimiz de tamamen sonlanmış değildir.
Dişlerimiz çene kemiğimize çivi gibi çakılı olmayıp kökün etrafını saran periodontal membran dediğimiz bir nevi kılıf ve minik lifler ile bağlantılıdır. Dişleri hareket ettirmek için uygulandığımız kuvvetler kemikle diş arasında saydığımız bu unsurlar ile kemiğe iletilmektedir. Dolaysıyla diş hareketlerinden bu yapılar da etkilenmektedir. Periodontal menbranda sıkışma, gerilme periodontal liflerde ise kısalma uzama şekilde etkilenmeler olur. Örneğin bir dişi bir miktar geriye doğru hareket ettirdiğimizde hareket yönündeki liflerde kısalma hareketin tersi yöndeki liflerde uzama meydana gelir. Uygulanan kuvvet birden kesilecek olursa uzayan lifler bir elastik misali dişi tekrar eski konumuna çekmeye çalışacaktır. Böylece elde ettiğimiz hareket nüks etmiş olacak diş eski konumuna tekrar gelecektir.
Benzer şekilde iskeletsel değişimler elde ettiğimiz fonksiyonel çene ortopedisi ve ortognatik cerrahi yaptığımız hastalarımızda da uzayan kas ve çevre dokular yeni konumlarındaki iskelet yapıları eski konumlarına çekmeye çalışacaktır.
Hareket sonrası dişlerin ve çevre yapıların yeni konumlarına adapte olabilmeleri için ayrıca zaman gereklidir. Bu yüzden biz ortodontistler aktif ortodontik tedaviyi tamamladıktan sonra dişlerin ve çevresindeki dokuların yeni konumlarına adapte olabilmeleri için hiçbir aktif kuvvet uygulamayan dişleri mevcut konumlarında sabit tutan pasif ortodontik tedaviye yani pekiştirme tedavisine geçeriz.
Pekiştirme tedavisinde hastalarımızın aktif ortodontik tedavisindeki gibi her ay kontrollere gelmelerine gerek yoktur. Ortodontistler klinik bilgi ve tecrübelerine göre farklı pekiştirme yöntemleri uygulayabilirler. Kliniğimizde uyguladığımız pekiştirme tedavisinde alt ve üst ön altı dişin iç taraflarına yapıştırılan lingual retainer dediğimiz tele ek olarak sadece geceleri takılmasını istediğimiz şeffaf plakları kullanmaktayız.
Lingual retainerların ve şeffaf plakların ne kadar kullanılması gerektiği vakadan vakaya değişiklik göstermekle birlikte genelde şeffaf plak kullanımı 2. yılın sonunda yavaş yavaş terkedilirken, lingual retainerlar daha uzun süreler ağız içinde tutulmaktadır.
Ortodontik tedavi hekim ile hastanın koordineli bir şekilde yürüttüğü tedavi yöntemidir. Hastalar, ortodontistinin koyduğu kurallara dikkat ettikleri müddetçe ortodontik tedavi daha kolay ilerler. Tedavi sırasında dikkat edilmesi gerekenleri beslenme, ağız bakımı, elastik kullanımı gibi başlıklar altında toplayabiliriz.
Braketlerin takılmasının ardından ilk birkaç gün yemek yemek eskiye nazaran daha zordur. Çiğneme hareketi ağır ve ağrılı olabilir. Dişlerde bu hassasiyet varken çok fazla çiğneme gerektirmeyen yumuşak gıdalar önerilir. Dondurma, yoğurt, puding, çorba, haşlanmış patates, muz, yumuşak peynir, kek, süt gibi gıdalar konforlu çiğneme için tavsiye edilir.
Sadece braketlerin takıldığı ilk seans sonrası değil, braketler ağızda olduğu sürece ortodonti hastası diyetine dikkat etmek zorundadır. Aksi halde braket kırığı meydana gelecek ve bu da tedavi süresinin uzamasına sebep olacaktır.
Çıtır-gevrek yiyecekler: Patlamış mısır, kuruyemiş, cips vs.
Yapışkan gıdalar: Karamel, sakız
Sert besinler: Şekerlemeler
Asitli içecekler: Kola, fanta, gazoz
Isırılarak Tüketilen Yiyecekler: Elma, armut, havuç, erik, dürüm gibi gıdalar bıçakla doğrandıktan sonra küçük lokmalar halinde yenilebilir.
Ayrıca yemek dışında sert olan başka cisimleri ısırmak da braketlere zarar verecektir. Bunlar kalem arkası ısırmak, tırnak yemek vs. gibi kötü alışkanlıklardır.
İçinde çekirdeği olan gıdalar (hurma, zeytin, kiraz) çekirdekleri çıkarıldıktan sonra yenilmelidir.
Ortodontik tedaviye başlayan hastalar dişlerine yapıştırılan braketlerden dolayı ağız hijyenlerine iki kat önem göstermek zorundadır. Ortodontik tedavi dişleri çürütmez, dişlerin çürümesine sebep olan braketlerin etrafında biriken yiyecek artıklarıdır. Bu yüzden ortodontik tedavi gören hastalar 4*4 kuralına uyması gerekmektedirler.
Dişleri günde 4 kez (sabah, öğle, akşam ve yatmadan önce) 4'er dakika fırçalamaktır. Ayrıca akşamları bir defa tellerin arasını temizlemek için ortodontistin önereceği kalınlıkta ara yüz fırçasını macunsuz bir şekilde kullanmak gerekecektir. Bunlara ek olarak ortodontik tedavi gören hastalarımızdan randevularına gelirken fırça ve macunlarını yanlarında getirmeleri istenmekteyiz. Seans sırasında tel değişiminde dişlerin fırçalanması gerektiği durumlar olmaktadır.
Ortodontistiniz gerekli gördüğü durumlarda belli sürelerde elastik kullanmanızı isteyecektir.
Ortodontik elastikler dişleri hareket ettirmede en büyük yardımcı elemanlardır. Bu lastikler sayesinde alt ve üst dişlerin birbirleriyle anahtar kilit ilişkisinde kapanması sağlanır. Ayrıca düzgün konuma gelmiş dişleri yerinde tutmak ya da yerinde olmayan dişleri düzgün konuma getirmek için de elastiklerden faydalanmaktayız.
Doktorunuz size farklı tarif etmediği müddetçe lastikler yemek yeme dışında sürekli ağızda durmalıdır. Yemek yerken lastikler çıkarılıp uygun bir yere konur, yemek yenip dişler fırçalandıktan sonra aynı lastikler hemen geri takılmalıdır. 24 saatte bir lastikler yenisiyle değiştirilmelidir. Örneğin her akşam yatmadan önce dişler fırçalanıp yeni lastikler takılabilir. Lastikleri elinizle ya da ortodontistinizin size vereceği aparey yardımıyla takıp çıkarabilirsiniz.
Kopan veya kırılan tellerin varlığında lütfen bir sonraki randevunuzu bekleyiniz. Bu durum sizde rahatsızlık oluşturuyor ise (batma, acıtma vs.) kliniğimizi arayıp ilk fırsata randevu oluşturabilirsiniz.
Ortodontik aygıtlar takıldıktan sonraki ilk hafta ve kontrol seanslarınız sonrasında ağrı, yumuşak dokularda hassasiyet ve yara gibi şikayetler oluşabilir. Bu durumlarda daha önceden kullandığınız ağrı kesicileri kullanabilirsiniz. (Çocuklar daha önceden çocuk doktorları tarafından önerilmiş ağrı kesicileri kullanabilirler.)